29 Ocak 2007 Pazartesi

İRTİCANIN PORTRESİ

Şu an kendisi Başbakan ve cumhurbaşkanlığına aday olan bir T.C. vatandaşının son 12 yılda söyledikleri


İrticanın Portresi

Recep Tayyip Erdoğan ‘ın 12 yılda söyladikleri (1994 – 2006)

Belediye Başkanlığı Döneminde

“Elhamdülillah şeriatçıyız” (21.11.1994 Milliyet)

“Yılbaşına karşıyım” (19.12.1994 Sabah)

“Ben tekkeye değil dergaha gittim” (22.1.1997 Gözcü)

“Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok”
(12.5.1994 Hürriyet)
“Her 10 Kasım'da yaygara kopartılıyor” (14.11.1994 Hürriyet)

“İçki yasaklansın” (1.5.1996 Hürriyet)

“İstanbul'u Medine yapacağız” (Akis)

“Bütün okullar İmam Hatip yapılacak” (17.9.1994 Cumhuriyet)
“Sarık operasyonu çok komik” (15.5.1995 Sabah)

“Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir” (25.6.1994)

“Sadece imamlar resmi nikah kıysın” (9.5.1995 Milliyet)

“Ben Millet Meclisi’nin de dua ile açılmasından yanayım”
(8.1.1996 Milliyet)
(Belediye Başkanlığı döneminde Belediye meclisinin her açılışı
İstiklal Marşı yerine Kuran okunarak yapılmıştır. Yine böyle
bir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.)
“Ben İstanbul'un imamıyım” (8.1.1995 Hürriyet)

“Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür” (6.3.1996 Hürriyet)

“Milli Piyango zulümdür” (29.9.1994 Hürriyet)

“Taksim'deki caminin temelini inşallah atacağız” (1.7.1994)

“Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır” (5.2.1996 Akit)

“Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir...”

“Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.”

“Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer,
müminler askerimizdir.”

“Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza
ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.”


“Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa
gelince ineriz.”

Dinci bir miting sırasında halka sesleniyor:

“Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor,
menzile ulaşmamızı engelliyor.
İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah
sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse
kaldıracağız.”
(İnek olarak Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini
kastediyor.)

O dönem yanında olduğu Erbakan hocasının:
“kanlı mı olacak, kansız mı” söylemini bir başka şekilde seslendiriyor.


“Türkiye’yi eyaletlere bölmek lazım.
Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir.
Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar.
O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.”
(PKK gibi bölücülerle aynı söylem)

“Hem laik, hem müslüman olunmaz.
Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca
ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada
olamaz.”

“Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.”

Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih:

“29 Zilkade 1421”
(Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor)

“1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa
kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor.
Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.”

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan,
Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.”

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan,
Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.”

Başbakan olduktan sonra

“Türkiye’yi pazarlıyorum.
Bizim için verilecek para önemlidir.
Herşeyi pazarlar satarız, parayı veren düdüğü çalar.”

“Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse
tabii ki gidecek be.”

“Kadın nereye isterse oturur, Sana ne yaa! Ayıp yaa!”
(Kars’ta AKP toplantısında kadınlarla erkeklerin
ayrı yerlerde oturtulmasını eleştiren gazeteciye)

“Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor.
Sen ne kadar maaş alıyorsun?”
(Almanya Başbakanı’na)

“Türkiye’de kürt sorunu vardır.
Bunu Türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz.
Türkiyeli kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı,
Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir.
İsteyen isterse yine ben Türküm derse desin.”
(Diyarbakır’da halka yaptığı konuşmada alt üst kimlik
tartışmasıyla Türk kimliğini de Ermeni, Rum, Kürt
gibi alt kimlik olarak gösteriyor.) PKK ile aynı söyleme
giriyor.

“PKK’nın cenaze töreninde bayrağını açması da, F-16’ların
alçaktan uçuş yapması da yanlış. İki tarafında yaptığı yanlış”
PKK terör örgütü ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni aynı kefeye
koyuyor, kendince her iki tarafa da eşit yaklaşıyor.

“Suriye’yi Lübnan’dan çıkardıkları gibi, bizi de Kıbrıs’tan
çıkartırlar. Birileri bize çık der, kuzu kuzu çıkarız.”

“Ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi
mümkün değil”

“Fazla içmedin değil mi? Ağzın içki kokuyor.”
(Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi’ne)

“Dur dinle be!.. Dur dinle!.. 9 ay 10 gün be!..”
(Seçim konuşmaları sırasında vatandaşa)

“Yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak.”
(Erzurum’da çiftçilere sesleniyor)

“Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu
ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur.”
(Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne)

(Danıştay’ın türban kararı konusunda)
“Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku)
karar verir”

(Bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist
Danıştay’ı bastı ve türban kararı veren Danıştay üyelerini
silahla taradı, Danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.)

“Sallamaa.., elini kolunu sallamaa.., her yerin oynuyor be!”
(Muhalefet milletvekiline)

“ABD’de özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok”
(Benim ülkem özgür değil diye, ABD gezisinde ülkesini
Amerikalılara şikayet ediyor.)

“Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git burdan”
(Mersin’de bir vatandaşa)

Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda:

“Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle’de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.”

“Askerlik yan gelip yatma yeri değil”
( Şehit yakınlarına)

“Ne konuşacam ben o kadınla yahu!”
(Şehit annesine)

“Söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş”
(Almanya’da bir gurbetçi için söylüyor)

Bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara
Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi’ni yuhalatıyor.


“Burası (kafasını göstererek) basmıyor. Hayatında iki koyun
gütmediği için bunu kavrayamıyor.”
(YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç’e)

“Kendisine kefilim, babam gibi güvenirim,
Ona kendime inandığım gibi inanıyorum.”
(Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada
terörist ilan edilen ve aranan El Kadı hakkında)


“Onları hoplatacağım.”
(Terörist El Kadı’yı eleştiren muhalefet üyeleri
ve gazetecilere)

PKK ateşkes kararı verince:

“Biz de durduk yerde onlara operasyon yapmayız”
(PKK’yı muhatap alıyor ve ateşkes kararlarına jest
yaparak karşılık veriyor.)

“Neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan
konuşuyor be!”
(Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş’a)

“Ulusalmış, milliyetçiymiş, Ne milliyetçisi yahu,
Bunlardan olsa olsa saman milliyetçisi olur.”

“Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar,
(Türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil.”
(AKP Genel Kongresinde)

Ve diğerleri;

. Şerefsizler

. Bizim çocuklar açmı kalsın be!

. Kes ulan sesini

. Sana üç nokta koyarım

. Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma
2002 seçimlerinden hemen önce ve Başbakan olunca:

“Ben gelişerek değiştim.”


Başbakanlığının 4. yılında:

“Ben hiçbir zaman değişmedim. İslami fikirler değişmez.”

Ve henüz 1980’li yıllarda Recep Tayyip Erdoğan’ın
Atatürk ve Cumhuriyet rejimine karşı etmiş olduğu yemin:


"Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim." Recep Tayyib ERDOĞAN

Recep Tayyip Erdoğan’ın son 12 yılda hem Belediye
Başkanlığı döneminde, hem de Başbakanlığı sırasında
söylediği yukarıdaki laflarına bakınca;


1980’li yıllarda yaptığı yeminine harfiyen sadık kaldığını
ve yeminini gerçekleştirme yolunda tüm gücüyle çalıştığını
görmemek için herhalde ya kör olmak, ya da Türkiye
Cumhuriyeti düşmanı olmak gerekiyor.


“Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır.” (5.2.1996 Akit)

Bu adam Türkiye Cumhuriyeti’ne layık mı?

Bu adam Atatürk’ün Çankayası’na layık mı?

Hem Laik değil, hem layık değil.

Mustafa Kemal Atatürk “Laiklik Adam Olmaktır” demiş,

O zaman bu adam, adam değildir.

Adam olmayan biri ve partisi Atatürk’ün kurduğu bu
ülkede yine de %20 oy alabiliyorsa yazıklar olsun.

Yazıklar olsun, ona ve partisine oy veren ülke ve Cumhuriyet
nankörlerine...